Yoğurt, Türk kültürünün en önemli ve özgün yiyeceklerinden biridir. Öyle ki, yoğurt kelimesi bile Türkçe kökenlidir. Türkler, Orta Asya'dan Anadolu'ya göç ederken yoğurt kültürünü de yanlarında getirmişlerdir. Göçebe Türk toplulukları, süt ürünlerini uzun süre saklayabilmek için yoğurt yapmayı keşfetmişlerdir. Yoğurt yapımı, sütün mayalanması ile gerçekleşir ve bu süreçte birçok faydalı bakteri üretilir. Bu özelliği sayesinde, yoğurt özellikle göçebe yaşamda büyük bir avantaj sağlamıştır. Yoğurt, sadece bir süt ürünü değil, aynı zamanda Türk kültüründe sosyal, dini ve hatta tıbbi birçok anlam taşır. Her yaştan insan için bir besin kaynağı olan yoğurt, iftar sofralarından hastane yemeklerine, halk inançlarından ev yapımı kozmetiğe kadar geniş bir yelpazede yer alır. Yoğurt, Türklerin Orta Asya'da yaşadığı dönemlerden itibaren bilinir.
Ayran, yoğurttan elde edilen, tuz ve su ile seyreltilmiş bir içecektir. Kefir ise, süt ve kefir tanelerinin bir araya gelmesiyle üretilir ve probiyotik açısından zengindir. Bu üç fermente ürün, Türk kültürünün tarihine, yemek kültürüne ve halk sağlığına derinlemesine etki etmiş, günlük yaşantının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.
YOĞURDUN ANAVATANINDAN: DAMAKTAN RUHA
Yoğurt, Türk mutfağının olmazsa olmazlarındandır. Özellikle Anadolu'da yoğurt, yemeklerin yanı sıra kendi başına da tüketilir. Yapımı kolay olmasına rağmen, yoğurdun lezzeti ve kıvamı, Türklerin zanaatkarlığını yansıtır.
AYRAN: YÜZYILLIK BİR SERİNLETİCİ
Ayran, özellikle yaz aylarında serinlemek ve sıvı ihtiyacını karşılamak için tüketilen bir içecektir. Yemek kültüründe de öne çıkar; geleneksel Türk yemeğiyle mükemmel bir uyum sağlar.
KEFİR: DOĞAL BİR PROBİYOTİK KAYNAĞI
Kefir, Türk kültüründe yeni yeni popülerleşmeye başlamış olsa da, Orta Asya kökenli bu içeceğin sağlık yararları saymakla bitmez. Özellikle sindirim sistemi üzerine olan olumlu etkileriyle tanınır.